Sabah gözlerimizi açtığımız andan itibaren yetişmemiz gereken işler, üzerimizde hissettiğimiz baskılar ve başkalarının bizden beklentileriyle karşı karşıyayız.

Modern yaşamın hızında çoğu zaman kendimizi unutuyor, başkalarına gösterdiğimiz anlayışı ve sevgiyi kendimize göstermekte zorlanıyoruz.
Oysa ki en çok ihtiyacımız olan şey, kendimize karşı şefkatli olabilmek.

Özşefkat, hatalarımıza anlayışla yaklaşmak, kendimizi suçlamak yerine desteklemek ve içimizdeki o sert eleştirmeni susturarak daha nazik bir iç sesle konuşabilmektir. Ancak günümüz dünyasında, başarı odaklı zihniyet ve sürekli bir şeyleri başarma arzusu, özşefkati göz ardı etmemize neden oluyor.

Bir hata yaptığımızda kendimizi acımasızca eleştiriyor, başkalarına gösterdiğimiz sabrı kendimize göstermiyoruz.

Mindfulness (bilinçli farkındalık) bize özşefkatin kapılarını açan en güçlü araçlardan biridir. Şu anın farkında olmak, kendimizi yargılamadan duygularımızı kabul etmek ve içimizdeki sert eleştirmeni susturmak için bir davettir. Kendimize şefkat göstermek, zayıflık değil; aksine içsel gücümüzü keşfetmenin bir yoludur.

Özşefkat eksikliği, modern dünyanın en büyük sorunlarından biri haline geldi. Sosyal medya ile mükemmeliyet algısının dayatıldığı, hataların tolere edilmediği bir çağda yaşıyoruz. Oysa hata yapmak insan olmanın bir parçasıdır ve gelişimin temelidir. Kendimize hata yapma hakkı tanımadığımız sürece gerçek anlamda büyüyemeyiz.

Bugün kendinize nasıl davranıyorsunuz? Bir dostunuza gösterdiğiniz şefkati kendinize de gösterebiliyor musunuz? Unutmayın, içsel barış ve mutluluk, önce kendinize iyi davranmakla başlar.

Kendinizi eleştirdiğiniz her an, bir an durun ve kendinize şu soruyu sorun: “Bu durumda bir arkadaşıma ne söylerdim?”

İşte o zaman özşefkatin iyileştirici gücünü gerçekten hissedeceksiniz.

Sevgiyle ve Şefkatle kalın!