Fransa’nın Cenevre’ye yakın bölgesinde, doğal güzellikleriyle büyüleyen bir yer var: Nantua Gölü. Geçtiğimiz hafta sonu, ailece bu muhteşem göle doğru bir keşif yolculuğuna çıktık ve gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Çevresi yüksek Jura Dağlarıyla çevrili bu huzur dolu yer, doğaseverler ve macera tutkunları için tam bir cennet. Paris’ten sadece 2 ½ saat ve Lyon’dan bir saat uzaklıkta.
Daha gölün yanına varmadan etrafımızı saran dik ve yüksek dağlar dikkat çekmeye başladı. Bu dağlar öyle heybetli ve güzeldi ki, insan kendini bir anda doğanın kucağında, tüm dertlerden arınmış hissediyor. Göle yaklaştıkça, o mis gibi doğa kokusu ve temiz hava ciğerlerimizi doldurdu. Suyun mavi-yeşil karışımı renk tonu, dağların yeşiliyle öyle güzel harmanlanmış ki, manzaraya bakmaya doyamadık.
Gökyüzünde Renk Cümbüşü
Nantua Gölü’nün çevresindeki yüksek tepeler, sadece yürüyüş ve dağcılık için değil, aynı zamanda paraşütle atlayış yapmak isteyen adrenalin tutkunları için de bir cazibe merkezi. Yapılabilecek aktiviteleri buradaki linkten inceleyebilirsiniz. Yürüyerek veya dağ bisikletiyle, gölden ve onu “kısıtlayan” dağlara kadar takip edebileceğiniz birçok patika var. Burası yüksek dağlık bir arazi olmasa da, gölün muhteşem panoramik manzarasının tadını çıkarmak için yeterli yüksekliğe ulaşacaksınız. Göl kenarına varır varmaz, hemen yukarıda gökyüzünde rengarenk paraşütlerle süzülen insanları gördük. Onları izlemek, insanın içini bir özgürlük hissiyle dolduruyor. O renkli paraşütlerin arasında kaybolan gökyüzü, adeta bir sanat eseri gibi görünüyor. Rüzgarın da hafif hafif estiği bu güzel günde, bir an için “Ben de denesem mi?” diye düşünmeden edemedim. Ama cesaretim henüz yeterli değil galiba! O yüzden sadece aşağıdan izlemekle yetindim, ama itiraf etmeliyim ki bu bile oldukça heyecan vericiydi.
Gölde Etkinlikler ve Festivaller
Gölün çevresi sadece doğal güzelliklerle sınırlı değil; burada yıl boyunca çeşitli etkinlikler ve festivaller düzenleniyor. Maalesef, bizim gittiğimiz gün bir etkinlik yoktu. Festivalleri çok severim; insanların yüzü gülüyor, çocuklar neşe içinde koşturuyor, müzik çalıyor, insanlar dans ediyor… Bu tür etkinlikler, bölgenin kültürel zenginliğini daha yakından tanımak için harika bir fırsat sunuyor.
Göl kenarına kurulmuş küçük stantlarda el yapımı ürünler, yöresel yiyecekler ve hediyelik eşyalar satılıyor. Biz de biraz gezindik, birkaç hatıra aldık ve yerel yiyeceklerin tadına baktık. Ve bu yazıyı yazmak amacıyla bir kaç fotoğraf çektim.
Nantua’nın Geçmişi: Gastronomi Noktası
Biraz araştırdığımızda, Nantua’nın tarihinin aslında çok daha fazla turisti ağırladığı dönemler olduğunu öğrendik. Çevre yolu otoban yapılmadan önce, bu şirin yerleşim yeri, turistlerin önemli gastronomi noktalarından biriymiş. Özellikle Fransız mutfağının lezzetlerini sunan birçok restoran ve lokanta bulunurmuş. Ancak zamanla, yolun değişmesi ve diğer turistik yerlerin ön plana çıkmasıyla bu restoranların sayısı azalmış. Eskiden Nantua’ya gelen turistlerin daha fazla olduğu, bölgenin canlı ve hareketli olduğu anlatılıyor. Şimdilerde hala gastronomi anlamında öne çıkan yerler olsa da, eski günlerine nazaran daha sakin bir yapıya bürünmüş.
Gölün Sevimli Sakinleri: Ördekler
Nantua Gölü’nün belki de en tatlı yanı, gölde özgürce yüzen ördekler ve diğer kuşlar. Göl kenarında dolaşırken, hemen yanımıza kadar gelip bizden yiyecek bekleyen birkaç ördek gördük. Onların sevimli halleri, çocuklar gibi bizim de ilgimizi çekti. Doğanın bu denli içinde olabilmek, hayvanlarla böylesine iç içe zaman geçirebilmek insana huzur veriyor. Burada doğa, hayvanlar ve insanlar bir bütün olmuş gibi.
Dağların Ardında Saklı Bir Cennet
Yaz aylarında su sporlarının (kano, pedalo, yelken) yanı sıra göl, Nantua kasabasını da ziyaret edebileceğiniz ilkbaharda serinletici bir mola için ideal. Yeşilden kahverengiye dönüşen renk paletiyle sonbahar, haftasonlarını değerlendirmekten hoşlanan yürüyüşçüler için mükemmel bir mevsim. Göl kenarındaki yürüyüş yolları da bir o kadar büyüleyici. Bir süre gölün çevresinde yürüdük, doğanın tadını çıkardık. Yol boyunca çiçekler, kuş sesleri ve elbette göl manzarası bize eşlik etti.
Ziyaretin Ardından
Nantua Gölü’nde geçirdiğimiz bu gün, kesinlikle unutulmazdı. Hem doğanın içinde huzur bulduk hem de çeşitli etkinlikler ve aktivitelerle keyif dolu anlar yaşadık. Eğer Cenevre taraflarında yaşıyorsanız ve Fransa’da gezilecek doğal güzellikler arıyorsanız, Nantua Gölü mutlaka listenizde olmalı. Dağların göl ile buluştuğu bu köşe, her yaştan insan için harika bir tatil rotası sunuyor.
Biz bu seyahatten oldukça keyif aldık ve doğanın kollarında, temiz hava, güzel insanlar ile unutulmaz anılarla dolu bir gün geçirdik. Size de yolunuz düşerse, Nantua Gölü’ne uğramanızı tavsiye ederim. Hem ruhunuz hem de bedeniniz dinlenecek, buna eminim!
Benim doğduğum büyüdüğüm yer ellerinize sağlık.