BARBUNYA
Hepimiz çocukluğumuzda en az bir kere bulutların şekilden şekle giren görüntülerini bir şeylere benzetip hikâyeler uydurmuşuzdur. Çocukluğunu içinde yaşatabilenler, bulutların rüzgârla oyunlarından hikâyeler çıkarmaya devam ediyorlar. Bunu daha da ileri götürenler baktığı her yerde bir hikâyenin gizlendiğini görür. Bir Egelinin hikâyesinde de sofralarında olduğu gibi sebze olur!
Egeliyseniz, mevsim de yazsa yemek hazırlıkları mutlaka sebze ayıklamakla başlıyor. Ben de bir Egeli olarak çokça sebze ayıklıyorum. Geçenlerde barbunya ayıklarken bir barbunya tanesi elimden kaçıp yere düştü ve ben ona “gitmek istiyorsan gidebilirsin” dedim. Yerden aldım ve toprakla buluşturdum. Barbunya tanesinin tercihi bu muydu? Bilmem. Ben onun toprakla buluşmasını uygun gördüğüm gibi bir de hikâye uydurdum:
Eski zamanlarda, şirin bir köyde tek başına yaşayan bir kadın varmış. Bu kadın, birbirinden güzel çiçeklerle süslenmiş, içinde envai çeşit ağacın, lezzetli sebzelerin yetiştiği kocaman bahçesi olan bir evde yaşarmış. Bahçesinde yetişen ağaçların, çiçeklerin, bitkilerin hepsine özen gösterir, onlarla güler, onlarla ağlarmış. Bahçedeki beyaz gül en sevdiğiymiş, ona ayrı ilgi gösterirmiş. Bahçenin en kuytu köşesinde kalan barbunyayı da özel bir ilgi göstermeden sadece sular, ama tek bir taneciğini bile yemezmiş. Bu kadın barbunya sevmezmiş ama bitkinin ölmesine de gönlü razı gelmezmiş. O yüzden sular, mahsulü de komşulara dağıtırmış.
Gel zaman, git zaman yıllar su gibi akıp giderken, kadından da gençliğini yavaş yavaş almış. Zaman zaman hastalanır olmuş. Ağrılar içinde uyandığı günlerde bahçeye inemez, onu bekleyen ağaçlarını, sebze ve çiçeklerini ihmal edermiş.
Bu duruma bahçedeki bitkilerde çok üzülüyormuş. Geceleri el ayak çekildiğinde bitkiler bir araya gelerek ne yapabileceklerini tartışıyorlarmış. Hepsi bugüne kadar en leziz, en vitaminli yemişlerini yedirmiş olsalar da kadının günden güne kötüleşmesine engel olamamışlar. Barbunya her gece söz alıp konuşmak istese de diğerleri ona söz hakkı tanımamışlar.
Kadın yataktan çıkamaz olunca bahçeye de, kadının kendisine de komşuları bakar olmuş. Günlerden bir gün komşusu hasta kadına bahçenin kuytu köşesinde kalan barbunyadan leziz bir zeytinyağlı yemek yapmış. Barbunya kadına şifa olmuş. Eski gücüne yavaş yavaş kavuşmuş. Kadın kocaman bahçeli evinde ağaçları, sebze ve çiçekleriyle son nefesine dek mutlu yaşamış.
Şifayı bazen bulutlarda, bazen barbunyada, bazen dostlarda, bazen uzak diyarlarda, bazen de benim gibi hikâyelerde buluruz.
Şifanız bol olsun!
Ayşegül ve Masallar • 23/07/2024