Yıllar boyunca pek çok şapka taktım, hâlâ da takıyorum. Takım yöneticisi, proje yöneticisi, müşteri mükemmeliyeti başkanı, kariyer koçu, eğitmen, yazar, konuşmacı ve Women in International Trade (Uluslararası Ticarette Kadınlar) Derneği’nin Uluslararası Başkanı olarak görev aldım.

Bulunduğum konum ne olursa olsun, ünvanım ne olursa olsun, yaptığım işe ve insanlarla olan ilişkilerime yön veren bir şey vardı:

İnsanlar, duyulduklarını, görüldüklerini ve güçlendirildiklerini hissettiklerinde gelişirler.
Yüksek performanslı takımlar için koçluk yaklaşımının temeli de budur: Liderin, patron değil koç gibi davranması.

Yönlendiricilikten Dönüştürücülüğe

İlk kez yönetici olduğum zamanı hatırlıyorum. Tüm cevaplara sahip olmam gerektiğini düşünüyordum. Genelde yeni yöneticilerde bu beklenti olur. Hazırlıklıydım, deneyimim vardı, açık ve net talimatlar vermek istiyordum. Ama hazır olmadığım şey odadaki sessizlikti. Ürperticiydi ve ne yapmam gerektiğini tam olarak bilemiyordum.

Sonradan fark ettim ki eksik olan şey yaratıcı fikirler ya da öneriler değildi. Eksik olan, onları paylaşmaya bir davetti. Ben önden gidiyor, yani yönlendirici (direktif veren) bir yaklaşımla liderlik yapıyordum. Oysa olması gereken koçluk yaklaşımıydı.

Bu farkındalık, liderlik tarzımda köklü bir değişim yarattı. Artık “Bu işi onlara nasıl yaptırırım?” yerine, “Onların ilerlemesine nasıl yardımcı olabilirim?” diye sormaya başladım. İşte o andan itibaren ekip toplantılarımız tamamen değişti. Takım üyeleri daha fazla katılım göstermeye başladı, fikir üretiyor ve gerektiğinde fazladan sorumluluk alıyorlardı. Onlar geliştikçe sonuçlar da gelişti.

Koç Gibi Düşünmek – Ne Anlama Geliyor?

Koç zihniyeti, yumuşak olmak ya da sürekli toplantı yapıp oylama istemek değildir. Anlatmak yerine sormak, atlamak yerine dinlemek, eleştirmek yerine teşvik etmek ve alan bırakmaktır.

Koçluk zihniyetini benimseyen liderlerde şu değişimleri gözlemledim:

  • Artan sahiplenme – Takım üyeleri yetkilendirilmiş hissediyor, inisiyatif almaktan çekinmiyorlar.

  • Gelişmiş iş birliği – Açık iletişim ve psikolojik güvenlik ortamı oluşuyor.

  • Yüksek performans – Güçlü bireyler sınırları zorlamaya hazır hale geliyor.

Finans sektöründen bir danışanım şöyle demişti:

“Yönetmeyi bırakıp koçluk yapmaya başladığımda ne kadar engel olduğumu fark ettim.”
Liderlik tarzını birlikte ele aldıktan sonra, koçluk yaklaşımına geçmesiyle takımı daha yüksek performans göstermeye başladı, daha iş birlikçi hale geldi ve daha fazla bağlılık gösterdi. Bu değişim sayesinde ekip ile olan ilişkisi derinleşti; artık kendini yönetici değil, lider gibi hissediyordu.

Liderler İçin Pratik Geçiş Adımları

Eğer bir liderseniz, değişim yaratan biri ya da girişimciyseniz, liderlik tarzınızı geliştirmek için şu önerilerimi uygulayabilirsiniz:

  • Açık uçlu sorular sorun: Kim, ne zaman, ne, nerede gibi klasik 4N soruları yardımcı olur. Benim sihirli sorum: “Bana daha fazlasını anlat.”

  • Kontrol değil alan bırakın: Sessizlik bir güçtür. Takımınızın düşünmesine, yansıtmasına ve “hiçbir şeyin sesiyle” rahatlamasına izin verin. Bu anda en yaratıcı fikirler ortaya çıkar.

  • Güçlü yönlere odaklanın: Hem siz hem takımınız iyi yaptığınız şeyleri tanıyın, bunları geliştirin. Denge kurun.

  • Sonucu değil süreci kutlayın: Elbette sonuç önemlidir, ama çabanın da kutlanması gerekir. Bu sahiplenme duygusu yaratır, ivme kazandırır.

Koçluk Zihniyeti Kültür Yaratır

Bir lider koçluk zihniyetiyle hareket ettiğinde, sadece sonuç üretmez. Aynı zamanda ekibiyle birlikte bir kültür inşa eder: Herkesin duyulduğu, kabul gördüğü ve saygı duyulduğu bir kültür. Bu kültür, özellikle çok kültürlü ve hibrit takımlarda güveni ve dayanıklılığı artırır.

Bu yaklaşım, ortak bir amaç, değerler ve sürekli öğrenme kültürünü teşvik eder. Ve tüm başarılı ekiplerin temelini bu oluşturur.

Bugüne kadar yönettiğim her toplantıda, çalıştayda, yönetim kurulu oturumunda ve birebir görüşmelerde bu koçluk becerilerimden faydalandım. Sonuçta ben bir koçum.

Koçluk zihniyeti sadece bir trend değil, gerekli bir dönüşümdür.

Şimdi size sorum şu:
Ekibinizi yönetiyor musunuz, yoksa onlara koçluk mu yapıyorsunuz?

Bu dönüşüme başlamak istiyorsanız, küçük başlayın:
Bir meraklı soru.
Bir anlamlı duraklama.
Bir dinleme anı.

Çünkü yüksek performanslı takımlar tesadüfen oluşmaz.
Onlar koçlukla gelişir.

About the Author: HulyaKurt

Leave A Comment